Karaciğer tarafından üretilen safra, safra kesesinde biriktirilir. Gıda alındığında sindirim için safra yolu ile on iki barsak bölümüne akıtılır. Safra içerisindeki tuzların, minerallerin birtakım sebeplerle çökmesi sonucu safra çamuru ve taşları meydana gelir.

Oluşumunda genetik faktörlerin, yaşın, cinsiyetin, çok sayıda doğumun etkileri mevcuttur. Safra kesesinin en sık yarattığı problemler periyodik ağrı atakları ile seyreden ‘’Biliyer Kolik’’ tablosu ve ani başlayarak aralıksız devam eden ağrı, ateş ve titremenin eşlik ettiği ‘’Akut Taşlı Kese’’ dediğimiz iltihaplı safra kesesidir.

Tedavisinde altın standart yaklaşım laparoskopik kolesistektomi dediğimiz kapalı ameliyat yöntemi ile safra kesesinin alınmasıdır. Safra kesesindeki taşları böbrek taşı gibi kırmak daha ciddi sorun yarattığından bu yöntem uygulanmaz çünkü kırılan taşlar safra yoluna düşerek ciddi sarılık, pankreatit ve kolanjit denilen safra yolu iltihapları gibi daha ciddi sorunlara neden olur.

Klinikte farklı olarak ‘’Modifiye Bikini Line Kolesistektomi ‘’adında izssiz kapalı ameliyat yapılmaktadır. Burada amaç kapalı ameliyatta karı duvarına açılan trokar giriş yerlerini, bikini hattında oluşturup izlerin bikini altında kalmasını sağlamaktır. Bu sayede batın bölgesinde görünen bir yara olmaz. Bu yöntem kozmetik açıdan ciddi bir avantaj sağlar.

Safra kesesi ameliyatları ortalama 1 saat sürede yapılan ameliyatlardan olup hastaların 1 gün yatmaları yeterlidir. Ağrı oldukça azdır. Hastalar 6 saat sonra yürütürler ve beslenmeleri sağlanır. Safra kesesi ameliyatlarından sonra en çok yanlış yapılan şeylerden biride yeme-içmedeki sınırlamalardır. Hastalar ameliyattan sonra bilinenin aksine yumurta yiyebilir, istediği gıdaları sınırlama koymadan tüketebilir. Bu sınırlamalar sadece ameliyat olmamış hastalar için mevcuttur. Ameliyat sonrası sorun köklü bir şekilde çözüldüğü için bu sınırlamalarında haliyle anlamı kalmaz.

Bir konuda safra kesesi içerisindeki taşların sayısı ve şekilleri olup, bu hep merak edilen bir konudur. Safra kesesi içerisinde safra tuzları denilen mineraller mevcut olup, bu minerallerin hangisinin çöktüğüne bağlı olarak taşların renkleri, şekilleri ve sayıları çeşitlilik gösterir. Safra kesesinde bir adet taş olabileceği gibi yüzlerce taş oluşabilir.

Tedavi kararında taş sayısının ve büyüklüğünün çok önemi yoktur. Bir taş varlığında da tek çözüm mutlak ameliyattır. Taşların küçük olması kanala düşme açısından bir risk yaratır. Bu açıdan sanılanın aksine küçük taşların varlığı daha da tehlikelidir.

Safra kesesi taşlarının yarattığı bir sorunda safra kanalına düşen taşlar olup, bu durum hastalar için oldukça ciddi bir tablodur. Safra kanalının onikiparmak bağırsağı bölümüne açılan uç kısmının doğumsal olarak dar olması sebebiyle düşen taşlar bu bölümde takılarak sarılık, pankreatit, kolanjit gibi ciddi problemlere sebep olur. Bu durumda, acilen hastaların ERCP denilen işleme alınması ve safra kanalındaki taşların, çamurun temizlenmesi gerekmektedir.

Bir cevap bırakın